Su, canlılığın vazgeçilmez maddesidir. İnsan vücudunun büyük bir kısmını su oluşturur. Hatta beyin gibi bazı organlarımızda bu oran %80-90'a yakındır. Yaşam kaynağı olan su, içerisinde hayati önem taşıyan birçok minerali de barındırır. Özellikle sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum ve fosfat gibi vücut için önemli mineraller, suda doğal olarak bulunur.

Su molekülünün kimyasal formülü ise H₂O, yani iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşur.

Mineraller, doğal olarak yer kabuğunda bulunan, canlıların üretemediği ve birçok biyolojik süreç için gerekli olan inorganik maddelerdir. Örneğin, mermer, granit ve kireç taşı gibi maddeler minerallerden oluşur. Ayrıca bakır ve demir gibi metaller de belirli minerallerin işlenmesi ile elde edilir. Mineraller, canlılar için özellikle de insanlar için büyük önem taşır. İnsan vücudunda kemikler ve kan hücrelerinde kalsiyum ve demir bulunur. Sinir hücrelerinin çalışması, kasların gerilmesi ve gevşemesi gibi birçok fonksiyon mineraller sayesinde gerçekleşir. Vücudumuzun enzim ve vitaminlerin çalışması için de mineral kökenli maddelere ihtiyacı vardır.

Vücudumuz, su içinde yüzen birçok molekül ve madde sayesinde belirli etkileşimler ile işlevlerini yerine getirir. Bu maddeler besinlerle alınır ve atılımı genellikle idrar yoluyla gerçekleşir. Bu nedenle, besinlerle alınan minerallerin miktarı dengeli ve yeterli olmalıdır. Her bir mineralin alım ve kullanımı farklı olduğu için ayrı ayrı ele alınacaktır. Sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, klor, fosfat ve sülfat gibi mineraller besinlerimizde bol miktarda bulunur ve bunlara olan gereksinimlerimiz de fazladır. Ayrıca, çok az miktarda alınması gereken iz ve eser elementler de vardır. Bu elementler arasında bakır, çinko ve flor da bulunur. İnsan vücudunun %4'ü madensel öğelerdir ve minerallerin çoğunluğunu kalsiyum ve fosfor oluşturur.

İskelette ve vücut sıvılarında iyon olarak bulunur. Kasların kasılıp gevşemesinde, kemik ve iskelet sağlığında, dişlerin oluşumunda önemli rol oynar. Kalsiyum ihtiyacı karşılanmazsa, kemiklerde depolanmış kalsiyum kullanılmaya başlar ve bu durum zamanla kemik dokusunun zayıflamasına ve kemik erimesi riskine yol açar.

Özellikle hücre içi sıvıda iyon olarak bulunur. Potasyum, vücuttaki sodyum ile iş birliği yaparak vücudun su ve elektrolit dengesini sağlar. Özellikle kalp ritminin düzenlenmesinde büyük rol oynar. Ayrıca, tansiyonun dengelenmesinde ve yüksek tansiyonun düşürülmesinde etkilidir.

İskelette, hücre içi ve hücre dışı sıvıda bulunur. Vücuttaki su ve elektrolit dengesinin sağlanmasında görevli en önemli mineraldir. Hücrelerden kana ya da kandan hücrelere madde geçişi sodyum sayesinde düzenlenir. Fazla alınması durumunda ödem, tansiyonun yükselmesi ve böbrek fonksiyon bozukluğuna yol açar.

İskelette ve vücut sıvılarında bulunur. Magnezyum, birçok enzimin yapısında bulunarak enerji üretimi, sindirim ve emilim gibi hayati olaylarda görev alır. Kalsiyumun tersi bir özelliğe sahiptir ve kasların gevşemesini sağlar.

İskelette, dokularda ve hücre içi ve dışı sıvıda bulunur. Kemik ve diş sağlığında önemli rol oynar ve enerji üretiminde görev alır.

Hemoglobin ve enzimlerle birlikte dokularda bulunur. Oksijen taşınmasında ve enerji üretiminde kritik rol oynar.

Enzimlerin yapısında bulunur ve demirin kullanılabilir hale gelmesine yardımcı olur.

Tiroit bezinde ve kanda bulunur. Metabolizmanın düzenlenmesinde önemli rol oynar.

Özellikle hücre dışı sıvıda ve proteinlerin sülfür bağlarında bulunur. Protein yapısına katılarak birçok biyolojik süreçte görev alır.

İskelette, hücre içi ve dışı sıvıda bulunur. Vücutta asit-baz dengesinin sağlanmasında ve sindirimde önemli rol oynar.