Mineral eksikliği, modern toplumlarda sıkça karşılaşılan bir durumdur. İnsanlar zaman zaman kendilerini halsiz, yorgun, zihinsel olarak dağınık ve ruhsal olarak keyifsiz hissedebilirler. Cilt ve tırnaklarda bozulmalar, saçlarda incelmeler, yüzün çökmüş bir görünüm alması ve artan ağrılar da bu belirtiler arasında yer alabilir. Belirgin bir hastalık bulunmadığı zaman, birçok insan doktora gitmeyi ihmal eder. Çoğu zaman, bir arkadaşın önerisiyle vitamin almaya karar verilir. Ancak, bir kişi normal besleniyorsa dışarıdan vitamin takviyesine ihtiyaç duymaması gerekir. Fakat atlanılan bir şey olabilir: Tüketilen gıdalara rağmen performans bozuluyorsa, belki de o gıdaları özümsemekte sıkıntı yaşanıyordur. Bu da çoğunlukla vücuttaki mineral dengesinin bozulmasından kaynaklanır.

Belli başlı önemli mineraller şunlardır:

Aslında bu minerallerin miktarı çok daha fazladır. Mineraller oldukça önemlidir. Vücudun belirli bir vitaminin eksikliğine uzun süre dayanabilir fakat bazı minerallerin eksilmesi hayatı tehlikeye atacak kadar riskli olabilir. Zaten vitaminlerden faydalanmak için, besinleri özümsemek için, hormonları üretmek için mineraller gereklidir.

Minerallerin işlevleri, vücutta bulunan elektrik akımını yönetirler. Hayatsal faaliyeti düzenleyen enzimlerin ve diğer vücut kimyasallarının meydana gelmesini sağlarlar. Bedenin en önemli düzenleyici yapıları hormonlardır. Mineraller olmadan hormonal faaliyet olması mümkün değildir. Vücudun temel taşlarını meydana getiren proteinler, mineraller sayesinde kullanılır bir duruma gelirler. Vücut sıvılarını, kan basıncını, pH dengesini mineraller düzenler. Gıdaların sindirimi ve özümsenmesi ancak minerallerin faaliyeti ile mümkündür. Birçok mineralin özel işlevleri bulunmaktadır. Bunların bazıları henüz keşfedilememiştir.

Sağlıklı beslenme konusu gittikçe daha çok beyni meşgul eden bir konudur. İnsanlık kendinin farkında olmaya başladığından beri, en azından sağlık için beslenmekten bahsetmektedir. Ne var ki, bu başlığın altına hangi gıdaları koymamız gerektiği oldukça sık farklılaşmaktadır. Değişik diyetler ve gıdalar moda oluyor, göklere çıkarılıyor. Büyük bir ihtimalle vücudun da beslenmenin de şifresini yeni yeni fark edilmektedir. Vitaminleri, proteinleri anlamaya başlamıştık fakat tüm bunların özümsenmesini sağlayan minerallerin önem kazanması, en çok 30 senelik, nispeten yeni bir konudur.

Mineraller yalnızca konu ve keşif olarak yeni değil, problem olarak da yeni sayılır. Doğa böylesine kirlenmeden önce, dünyamızda harika bir mineral dengesi bulunmaktaydı. Eski toprak denilen insanlar, gerçekten o eski topraklardan, ekolojik ürünlerden ve temiz olan sulardan besleniyorlardı. Artan hava kirliliği, erozyon, ormanların azalması, sentetik gübreler, tüm gıdaları değiştirmiş bir haldedir. Ne yazık ki toprağın yapısı farklılaşıyor ve gıdalar hem fakirleşiyor hem de toksinlerle birleşiyor.

Doğa kirlendikçe, vücuttaki dengeler bozuluyor ve yeni hastalıklarla karşılaşılıyor. Kendini iyi hissetme durumu ise her şeyden önce, mineral dengesinin araştırılması ve tamir edilmesi ile başlıyor. Bazı mineral yoksunluklarının ne gibi problemlere sebep olduğuna göz atılacak olursa, ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılabilir.

Demir: Demirin eksik olması doğrudan doğruya kansızlık anlamına gelir.

İyot: İyotun eksik olması, vücudun enerji santrali sayılabilen tiroit bezinin ve hormonlarının bozulmasına sebep olur. Hipotiroidi olarak bilinen bir hastalığa sebep olur. Hipotiroidi, kilo alımından yorgunluğa, uyku bozukluklarına, zihinsel durgunluğa, kısırlıktan erken menopoza kadar bir dizi probleme ve zincirleme hormon bozulmasına, erken yaşlanmaya sebep olabilir.

Florin: Eksikliği, diş problemleri ve kemik erimesi olarak bilinen osteoporozun başlıca sebepleri arasında yer alır.

Çinko: Bağışıklık sistemimiz için oldukça önemlidir ve değerli bir antioksidandır. Çinko eksikliği birçok hastalığa sebep olur. Örnek olarak, ergenliğin gecikmesi, zihinsel gerilik, cilt bozuklukları, egzama, sedef hastalığı, yaraların iyileşememesi, akneler, dermatit, saç dökülmesi, gece körlüğü, tat alma duygusunun bozulması, bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi.

Krom: Eksikliği halsizlik, kilo çokluğu gibi problemlerle kendini gösterir. Kalp ve şeker hastalıklarını, kolesterolü, kas oluşumunu ve yağların yakılmasını olumsuz yönde etkiler. Çünkü krom olmadan, insülin hormonu sağlıklı bir şekilde çalışamaz.